YOGA NEDİR
Yoga, kabataslak anlamıyla birlik, birleşme, bütünleşmeyi ifade eder. Genel kanı beden, zihin ve ruhun birleşmesiyse de; geleneksel yoga kültüründe, bireysel bilincin (jivatman) evrensel bilinçle (paramatman) bütünleşmesi olarak açıklanır.
Yoga aynı zamanda boyunduruk anlamına gelir. Bundan, nefes kontrolü, nefsi terbiye etme, bedeni çalıştırma ve gevşetme, hizmet etme, bedeni ve zihni denetim altına alma, arındırma, temizleme gibi özdenetim konuları anlaşılır. Yoga, belirli bir bilinç durumunu işaret etmekle birlikte, buna erişmeye yardım eden çok çeşitli metotları içerir. Kendini eğitme zanaatı, bir yaşama sanatıdır.
Bir yogi, yaşamı bir üçgen olarak alır: doğma, büyüme, değişim, bozulma ve ölüm. Bu doğal döngüde, ortalama 35 yaşlarında başlayan hücre ölümleriyle (katabolik süreçle) birlikte, hastalıklar ve umutsuzluklar baş gösterir. Buna karşın, yogiler bizim acı çekmek, hastalanmak ve ölmek üzere doğmadığımızı söylerler. Hayatın daha yüce bir amacı vardır. Bu bir ruhsal arayıştır ve sağlıklı bir zihinle bedenin sonucu olan keskin zeka ve güçlü istek gerektirmektedir. Kadim bilgeler, yaşlanma sürecini geciktirmek ve zihin-beden fonksiyonlarının gücünü ve sağlığını korumak için integral bir sistem geliştirmişlerdir: Yoga.
disiplin
TARİHÇE
Svatmarama’nın “Hatha Yoga Pradipika”sı çeşitli asanaları ve nefes egzersizlerini tanımlayarak modern yoga çalışmasına kaynak oluşturan metindir.
Yoganın başlangıcı zamanın sisleri içinde örtülüdür; hayatın ilahi bilimi olarak kabul gören yoga sistemi, aydınlanmış bilgeler tarafından meditasyon yoluyla açığa çıkartılmıştır. (uzun zamana yayılır)
Indus Vadisi’nde, M.Ö. 3000 yıllarına ait arkeolojik bulgularda -taş mühürler gibi- çeşitli yoga figürlerine rastlanmıştır. M.Ö. 2500’lerde yazılmaya başlanan vedalarda yoganın bahsine ilk kez rastlanır. Ancak esas yoga öğretisi, “Vedanta Felsefesi” olarak bilinen ve vedaların son kısımlarını oluşturan Upanişadlar’dır. Yoga upanişadları temel olarak 200 upanişadın 21’idir. M.Ö. 600’de iki epik şiir, Ramayana ve Mahabharata ortaya çıkar. Vyasa’nın yazdığı Mahabharata belki de en iyi bilinen yogik yazını, Bhagavad Gita’yı kapsar. Burada tanrı -ya da Brahman-, Lord Krişna olarak bedenlenmiştir ve savaşçı Arcuna’yı yoga yolunda/yoluyla eğitmektedir; işin özü, kişinin görevlerini yerine getirerek nasıl özgürleşeceğidir.
Bhagavad Gita’da yoganın üç temel kolu verilir: Karma, Bhakti, Raja, Jnana. karma yoga: hareket yogası -karşılıksız servis, bakti yoga: sadakat/bağlılık yogası, raca yoga: aklın kontrolü yogası -bilimsel yaklaşım, ynana Yoga: bilgi yogası -felsefi yaklaşım.) Raja yoga sistemli çözümleme/analiz ile zihnin/aklın kontrolü yoludur. M.Ö. 300’de yazıldığı sanılan Patanjali’nin Yoga Sutraları’yla cilalanmıştır. Raja yoganın alt kollarından biri hatha yogadır. “Hatha Yoga Pradipika” çeşitli asanaları ve nefes egzersizlerini tanımlayarak modern yoga çalışmasının temelini oluşturan metindir. Temel amacı “ha” ve “tha” (prana ve apana) enerjilerini kontrol etme bilgisini vermektir. Hatha yoga olmadan, zihin kontrolünü (raca yoga) kazanmak çok zordur… ne de, raca yoga, hatha yoga olmadan olmaz. Hatha yoga, prananın kontrolü yoluyla zihni kontrol etmek için pratik/ uygulamalı bir yoldur. Aslında, bu iki yoga arasında büyük bir fark yoktur. Tüm yoga çalışmalarının amacı aynıdır: Bireysel ruhun, yüce ruhla özdeş olduğu gerçeğini kazanmak. Kişisel bilincin evrensel bilinçle bütünleşmesi, daha doğrusu, kişisel bilincin evrensel bilinçle bir ve bütün olduğunun idraki.
KOLLARI
Yoga temelde dört ana kolda gelişmiştir:
Jnana yoga (bilgi ya da bilgelik yogası),
Raja (öz-kontrol)
Bhakti (sadakat)
Karma (aksiyon)
Bugün batı dünyasında en yaygın olarak uygulanan hatha yoga, raja yoganın bir alt koludur.
Günümüzde batı dünyasında pek çok yoga çeşidine rastlanmaktadır ve hemen hepsi temelini hatha yogadan alır.
MODERN YOGA, EN YAYGIN ÇEŞİTLERİ
Günümüzde yoga
Yoga, kadim Hindistan’dan kaynaklansa da, yöntem ve amaçları evrenseldir. Kültürel bir geçmişe, inanca ya da tanrıya değil sadece bireyin kendisine bağlıdır. Yoga, pek çok çağdaş batılının hayatında, bazen sadece bedensel sağlığı iyileştirmek ya da formunu korumak için uygulanır; ancak aynı zamanda kişisel ve ruhsal gelişim için de önemli hale gelmiştir. Belki kimileri yogaya başlarken yalnızca modaya uymak ya da zinde kalmak amacındadır. Düzenli uygulayan kişi bir süre sonra içsel değişimleri, iyileşmeyi de hissetmeye başlayabilir. Gittikçe, daha huzurlu, dengeli, barışçıl, sıhhatli, hayata daha olumlu bakan, kısaca “mutlu” bir insan olur.
Yoga felsefesi, dünyaya ilk kez 16. yüzyılda Hindistan’la bağlantısı olan tacirler ve papazlar tarafından tanıtılmıştı. Hindistan’ın Britanya kolonisi olduğu dönemde bu etkileşim iyice arttı. İlk olarak -1830’da- Britanya’ya gelen Hintli yoga ustası Raca Ramohun Roy büyük etki yarattı. Ayrıca 1785’te Sanskrit bilimci Charles Wilkins yoga temalarını içeren kutsal metin Bhagavad Gita’yı İngilizce ‘ye kazandırdı. Dünyada giderek artan ticaret, ulaşım ve iletişim ağıyla, yoga pek çok ülkede büyük bir hızla yayıldı. Tabii, özellikle Anglosakson ülkelere giden Hintli yogilerin bunda rolü büyük.
Modern çağla gelişen pek çok hastalığa, tıp dünyası artık yoga, ayurveda gibi alternatif tedavi yöntemlerini çare olarak önermekte, gitgide daha bütünsel tedavi yöntemleri oluşmaktadır. Öte yandan, batı dünyasında pek önem atfedilmeyen manevi yanımız, yoga yoluyla anlaşılmaya başlıyor diyebiliriz. Dolayısıyla, son yıllarda batılı yoga ustaları yetişmeye başladı, artan bir hızla yoga okulları ve kursları çoğaldı, üstüne kendi stilini yaratanlar da oldu.Daha mutlu, daha sağlıklı ve huzurlu olmak herkesin amacı; ve insanlara bu amaçlarına erişebilmeleri yolunda, yoga öğretmek kutsal bir görev.
Uma, yogayla yoğrulan hayatında, mümkün olan en doğal, basit ve o anlamda en güçlü yolun şivananda yoga olduğunu kendi deneyimleyerek öğrendi. dolayısıyla derslerini bu öğreti çerçevesinde veriyor. her bir öğrenciyle, her bir derste yoga bilgisine bilgi katılmasını evrensel çarkta geçilen bir evre olarak niteliyor. anda ve farkında olma mutluluğunu devam ettirmenin, düzenli yoga çalışmasıyla olabileceğinin tekrar tekrar altını çiziyor. 90 dakikalık derslerde, iç dinamiği arttıran ve mutlandıran “çenting”leri, canlandıran pranayaması, konsantrasyonla gelişen asanaları, meditatif gevşemeleriyle, şivananda ekolü’nün temel aldığı beş prensibin 4’ü veriliyor. beşinci unsur olan lakto-vejetaryen beslenmeye kişinin ders haricinde adapte olması gerekli; ancak yogada ilerledikçe giderek hayvan yeme isteği azalarak, yerini daha sağlıklı bir beslenmeye bırakıyor.
ÖNEMLİ BEŞ YOLU
1. Asana
İyi bir egzersiz, yoga duruşları yani asanalarla sağlanır. Sistematik olarak bedenin tüm bölümleri çalışır; kasları ve bağları esnetir, kuvvetlendirir, omurga ve eklemlerin elastikiyetini korur, her türlü sirkülasyonu geliştirir. Hormonlar dengelenir.
2. Pranayama
Düzgün nefes, oksijen alımını arttırmak ve aynı zamanda bayat havanın boşaltımını desteklemek için akciğerlerin tam kapasiteyle ve ritmik olarak kullanımıdır. Nefes egzersizleri bedenin nasıl tekrar şarj edileceğini ve prana (yaşam gücü) akışının düzenlenmesiyle zihin durumunun da kontrolünü öğretir.
3. Savasana
Derinden gevşeme, kaslardaki tüm gerginliğin atılması ve iyi bir gece uykusu sonrasında olduğu gibi, bütün sistemin tazelenmesidir. Tüm endişe ve korkuları bırakmayı, enerjiyi korumayı öğretir ve tüm aktivitelerde verimi arttırır.
4. Lakto-vejetaryen
Düzgün beslenme, iyi dengelenmiş, doğal besinlere dayalı ve besleyicidir. Bedeni hafif ve esnek, zihni sakin tutabilmeye yarar, hastalıklara karşı yüksek direnç verir. Enerjiyi yükseltir.
5. Vedanta ve dhayana
Pozitif düşünce ve meditasyon, negatif düşüncelere kapılmadan zihni sakin tutmaya yararken, konsantrasyon gücü artar. Zihin arınır, dinlenir ve verimi artar. Nihayetinde düşüncelere hakimiyet gelişir.